Alıştırma:
1.I / go to the movies / like / would / to I would like to go to the movies.
2. would/ have a party / they/ to / like
3. come over/ would/ like/ you / to / ?
4. Brian / like / to / would / go to the movies
5. study together / she / to / like / would
6. eat / we / would / to / out / like / tonight
7. concert / to / the / Peter / like / go / to / would
SADE ŞEKİLDE İNGİLİZCE DE CÜMLE YAPISI:
Unutmayınız! :
Genelde şu sırayla gider;
OLAY + DETAY + ZAMAN
She is playing the guitar now.
" OLAY " " DETAY " "ZAMAN"
1.I / go to the movies / like / would / to I would like to go to the movies.
2. would/ have a party / they/ to / like
3. come over/ would/ like/ you / to / ?
4. Brian / like / to / would / go to the movies
5. study together / she / to / like / would
6. eat / we / would / to / out / like / tonight
7. concert / to / the / Peter / like / go / to / would
SADE ŞEKİLDE İNGİLİZCE DE CÜMLE YAPISI:
Unutmayınız! :
Genelde şu sırayla gider;
OLAY + DETAY + ZAMAN
She is playing the guitar now.
" OLAY " " DETAY " "ZAMAN"
OLAY : Özne + fiil (Eylem ve yapan kişi veya şey burada tanıtılır.)
DETAY : isim, sıfat , zarf (Yapılan eylemin nerede , nasıl olduğu, ne olduğunu söyler.)
ZAMAN: Zaman zarfları (Bütün anlatılanların ne zaman olduğunu anlatır.)
Genelde zaman zarfları, tomorrow now yesterday, on Friday, at 6 o'clock gibi zarflar cümlenin sonunda bulunur.
Soru: Peki ne zaman bulunmaz?
Eğer zaman zarfının üzerinde vurgulama yapılmak isteniliyorsa cümlenin başında bulunur.
Örnek: She is going to the hospital tomorrow. Burada zaman zarfına vurgu yapılmamış.
Tomorrow, she is going to the hospital. Burada zaman zarfına vurgu yapılmış. Ne zaman olduğu önem kazanmış
He arrived the airport on the 5th of April.
On the 5th of April he arrived the airport. (Bu cümlede eylemin ne zaman olduğu önemli olduğu için cümlenin başına konuldu)
Diğer örnekler:
They are having a party on Wednesday.
We are going to play video games on Sunday.
ÖNERİLER (BU TÜR İFADE TÜRLERİNE LGS SINAVI BOYUNCA KARŞILACAKSINIZ!)
LET'S ...... (Hadi yapalım/edelim)
Let's + V1 (Fiillin birinci hali)
LET'S ...... (Hadi yapalım/edelim)
Let's + V1 (Fiillin birinci hali)
Let's study together. (Hadi beraber ders çalışalım.
Let's eat out. (Hadi dışarda yemek yiyelim) |
Let's watch a film. (Hadi film izleyelim)
Let's read books (Hadi kitap okuyalım) |
Shall we....? (Yapalım mı? / Edelim mi?)
Shall we + V1(Fiilin birince hali)
Shall we + V1(Fiilin birince hali)
Shall we have breakfast? (Kahvaltı yapalım mı?)
Shall we play computer games after school? (Okuldan sonra bilgisayar oynayalım mı?) |
Shall we eat something? (Birşeyler yiyelim mi?)
Shall we do homework?(Ödev yapalım mı?) |
Why don't we...? (Neden yapmıyoruz? / etmiyoruz?)
Why don't we + V1(Fiilin birinci hali)
Why don't we + V1(Fiilin birinci hali)
Why don't we go to the city centre? (Neden şehir merkezine gitmiyoruz?)
Why don't you come along with us? (Neden bize eşlik etmiyorsun?) |
Why don't we have a break? (Neden mola vermiyoruz?)
Why don't we read comics?(Neden çizgi roman okumuyoruz?) |
How about...? What about....? (...meye/maya ne dersin?)
How about + V1(ing)...?
What about + V1(ing)...?
How about + V1(ing)...?
What about + V1(ing)...?
How about going for a walk? (Yürüyüşe çıkmaya ne dersin?)
What about going for a walk?(Yürüyüşe çıkmaya ne dersin?) |
How about drinking tea?(Çay içmeye ne dersin?)
What about drinking tea?(Çay içmeye ne dersin?) |
Do you fancy...? (...ister misin?)
Do you fancy + V1(ing)...?
Do you fancy + V1(ing)...?
Do you fancy joining the team?(Takıma katılmak ister misin?)
Do you fancy playing chess with me? (Benimle satranç oynamak ister misin?) |
Do you fancy watching a film with us?(Bizimle film izlemek ister misin?)
Do you fancy eating pizza?(Pizza yemek ister misin?) |
Teklif ve önerileri reddetmek (OLUMSUZ) (-)
I'd love to but I can't. Sorry (Üzgünüm. İsterdim ama yapamam.)
I'm afraid I can't make it. (Korkarım ki gelemiyeceğim)
I'm afraid: Korkarım ki
Make it : Gelememek
Sounds good but sorry. (Kulağa hoş geliyor ama üzgünüm.)
Maybe another time. (Belki başka bir zaman.)
Maybe = perhaps : Belki
Another: Başka
Time: Zaman
Thanks for asking but.... (Sorduğun için teşekkürler ama...)
That would be great but... (Harika olurdu ama....)
Maybe later. (Belki başka zaman/sonra)
Later: sonra
Teklif ve önerileri kabul etmek (OLUMLU)(+)
Sure. I'd love to (tabii. İsterim)
That's awesome (bu harika)
Great! Count me in.( Harika. Benide katın)
Sounds great (Kulağa harika geliyor)
Why not? (Neden olmasın?)
Yeah, that would be awesome.(Evet, harika oluurdu)
Sure, that sounds fun.(Tabii ki kulağa eğlenceli geliyor)
I'd love to but I can't. Sorry (Üzgünüm. İsterdim ama yapamam.)
I'm afraid I can't make it. (Korkarım ki gelemiyeceğim)
I'm afraid: Korkarım ki
Make it : Gelememek
Sounds good but sorry. (Kulağa hoş geliyor ama üzgünüm.)
Maybe another time. (Belki başka bir zaman.)
Maybe = perhaps : Belki
Another: Başka
Time: Zaman
Thanks for asking but.... (Sorduğun için teşekkürler ama...)
That would be great but... (Harika olurdu ama....)
Maybe later. (Belki başka zaman/sonra)
Later: sonra
Teklif ve önerileri kabul etmek (OLUMLU)(+)
Sure. I'd love to (tabii. İsterim)
That's awesome (bu harika)
Great! Count me in.( Harika. Benide katın)
Sounds great (Kulağa harika geliyor)
Why not? (Neden olmasın?)
Yeah, that would be awesome.(Evet, harika oluurdu)
Sure, that sounds fun.(Tabii ki kulağa eğlenceli geliyor)
BE GOING TO FUTURE TENSE:
VOCABULARY 1.2: BİRİNCİ ÜNİTEDE BAŞARILI OLMAK İÇİN AŞAĞIDAKİ KELİMELERİ ÇALIŞMAMIZ GEREKİYOR!!!
Selfish : Bencil
Jealous : Kıskanç
Entertainment : Eğlence
Celebrate : Kutlamak
Make it : Başarmak / gelebilmek
Argue : Tartışmak
Laid back : Rahat kaygısız
Cool : Harika
Go out of town / city: Şehirden dışarı çıkmak
Meet friends : Arkadaşlarla buluşmak
Visit relatives : Akrabaları ziyaret etmek
Play computer games: Bilgisayar oyunu oynamak.
Study for an exam or a test: Sınava çalışmak
play sports : Spor yapmak
Go shopping : Alışverişe gitmek
Watch a film : Film izlemek
Go out : Dışarı çıkmak
Do something fun : Eğlenceli birşey yapmak
Physically active : Fiziksel olarak aktif olmak
Barbecue : Mangal
Tournament : Turnuva
Nature walking : Doğa yürüyüşü
Match : Eşleştirmek
Race : Yarışma
Have a class party : Sınıf partisi vermek
Join : Katılmak, dahil olmak
Accept : Kabul etmek
Refuse : Ret etmek, Kabul etmemek
Invitation : Davetiye
Invite : Davet etmek
To be invited : Davet edilmek
Excuse : Mazeret
Sender : Gönderici (Mektubu, emaili gönderen kişi)
I hope : Umarım
Hope : Umut / Ummak
Have great time : Harika zaman geçirmek
Difficult : Zor
Easy : Kolay
Get on : Binmek (Uçağa, gemiye, otobüse)
Get off : İnmek (Uçaktan, otobüsten, gemiden)
Take the number 41 bus : 41 nolu otobüse bin
Take a taxi : Taksi tutmak, taksiye binmek
I guess : Zannedersem
Guess : Tahmin etmek
Know : Bilmek
Greet : Selamlamak, karşılamak
Letter : Mektup
Attend : Katılmak
Start : Başlamak
Finish : Bitmek
See you soon : Yakında görüşmek üzere
at about : yaklaşık (at about 3 o'clock - Yaklaşık saat 3'te)
Event : Etkinlik
Bring : Getirmek
Bring something to eat: Yemek için yanında yiyecek getirmek.
Competition : Yarışma
Organize : Organize etmek
Club : Kulüp (Tennis club - Tenis kulübü)
Date : Tarih
Event : Etkinlik
Place : Yer
Request : İstek, talep ,dilek
Help someone : Birine yardım etmek
To have something in common : Ortak yönleri olmak
To back someone up : Birine yardım etmek
Stranger : Tanımadığın biri - yabancı
To count on somebody: Birine güvenmek
Rely on : Birine güvenmek
To depend on someone: Birine güvenmek
Buddies /friends / mate :Dostlar / arkadaşlar
To get on well with somebody: Biriyle iyi geçinmek
Happen : Olmak , Oluşmak , gerçekleşmek
Spend : Harcamak
Friendship : Dostluk
Conversation : Sohbet, muhabbet