VOCABULARY
advise: tavsiye etmek agree: katılmak allow: izin vermek argue: tartişmak arrive: varmak ask: istemek, rica etmek, soru sormak be in charge of … : …dan sorumlu olmak be responsible for … : …dan sorumlu olmak borrow book: kitap ödünç almak bring: getirmek can’t stand: katlanamamak catch: yakalamak chat: sohbet etmek clean the floor: yerleri temizlemek clean up the house: evi temizlemek clear the table:sofrayı toplamak,masayı temizleme continue: devam etmek cook meals: yemek pişirmek cooperate with people: insanlarla işbirliği yapmak cooperate: işbirliği yapmak damage: zarar vermek decide: karar vermek decorate: süslemek disturb others: başkalarını rahatsız etmek do best: elinden gelenin en iyisini yapmak do the grocery shopping: market alışverişi yapmak do the ironing: ütü yapmak do the laundry: çamaşır yıkamak do the washing up: bulaşıkları yıkamak do the washing: çamaşır yıkamak do your best: elinden geleni yapmak dry the dishes: bulaşıkları kurulamak dust the furniture: mobilyaların tozunu almak dust the shelves: rafların tozunu almak, empty dishwasher: bulaşık makinesini boşaltmak empty rubbish: çöpü boşaltmak feed the pet: evcil hayvanı beslemek feel: hissetmek find: bulmak fix furniture: mobilyaları tamir etmek get angry: sinirlenmek get too annoyed: kızmak, çok sinir olmak give responsibility: sorumluluk vermek take out the trash: çöp atmak take the dog for a walk: köpeği yürüyüşe çıkarmak take turn: nöbetleşe yapmak, sırayla yapmak talk noisily: sesli konuşmak throw rubbish: çöp atmak tidy up the room: odayı toparlamak tidy up toys: oyuncakları toplamak vacuum the carpet: halıyı süpürmek vacuum the floor: yerleri süpürmek want: istemek wash the dishes: bulaşık yıkamak water the plants: bitkileri sulamak weed the garden: bahçedeki otları ayıklamak |
hang out clothes: çamaşırları asmak hang out the washing: çamaşır asmak happen: olmak have a shower: duş almak have to: zorunda olmak help someone with something: birine bişeyde yardımcı olmak help parents: anne babaya yardımcı olmak iron the clothes: kıyafetleri ütülemek keep clean: temiz tutmak keep diary: günlük tutmak keep tidy: düzenli tutmak know the responsibilities: sorumluluklarını bilmek leave: ayrılmak, bırakmak, çıkmak load dishwasher: bulaşık makinesini doldurmak make a fuss: yaygara koparmak, mesele çıkarmak make bed: yatak yapmak make desserts: tatlı yapmak make life easier: hayatı kolaylaştırmak mop the floor: yerleri paspaslamak mow the lawn: çim biçmek need to: gerekmek obey the rules: kurallara uymak pay the bills: faturaları ödemek pick up: arabayla almak prepare: hazırlamak prepare breakfast: kahvaltı hazırlamak put the rubbish out: çöp atmak raise hand before speaking: konuşmadan önce parmak kaldırmak raise your hand: el (parmak) kaldırmak respect: saygı duymak return book: kitabı geri götürmek,vermek reward: ödüllendirmek ring: çalmak (kapı, telefon vs.) say: söylemek separate: ayırmak set the table: sofrayı kurmak, masayı hazırlamak share housework: ev işlerini paylaşmak share responsibility: sorumluluğu paylaşmak sweep the leaves: yaprakları süpürmek take … to … : (birini bir yere) götürmek take care of the dog: köpeğe bakmak take care of: bakımını üstlenmek take out the garbage: çöp atmak take out the rubbish: çöp atmak |