ÜNİTE 2 TEEN LIFE
1. absurd saçma 2. archery okçuluk 3. are fond of düşkün olmak 4. attend katılmak 5. backpack sırt çantası 6. basic equipment temel araç gereç 7. biographical biyografik 8. brainstorm beyin fırtınası yapmak 9. branch branş 10. buddy arkadaş/kanka 11. campfire kamp ateşi 12. camping camp yapmak 13. casual günlük 14. children's çocuk kitabı 15. classical klasik müzik 16. compass pusula 17. dessert tatlı 18. detective polisiye 19. disciplined disiplinli 20. dislike hoşlanmamak 21. drummer davulcu 22. duties görevler 23. energetic enerjik 24. enjoy hoşlanmak 25. fantasy fantastik kitap 26. fascinating büyüleyici 27. fashionable moda 28. fizzy drinks gazlı içecek 29. folk halk müziği 30. gain kazanmak 31. get excited heyecanlanmak 32. gothic gotik tarzı kitap 33. harmonic ahenkli 34. Indian Hint müziği 35. impressive etkileyici 36. Jazz caz müzik 37. keen on düşkün olmak 38. Sportsman spor adamı 39. Surprisingly : Süpriz bir şekilde 40. Tent: Çadır |
38. keyboard player klavyeci 39. laughable komik 40. like sevmek/hoşlanmak 41. location yer/konum 42. love sevmek 43. lower social class düşük sosyal sınıf 44. map harita 45. marshmallow şekerleme 46. matches kibrit 47. meal yemek 48. medal madalya 49. member üye 50. most of the students öğrencilerin bir çoğu 51. music band müzik grubu 52. ordinary sıradan 53. organize düzenlemek 54. the performer müzisyen/sanatçı 55. playing chess satranç oynamak 56. pocketknife çakı 57. pop pop müzik 58. prefer tercih etmek 59. prepare hazırlamak 60. rap Rep müzik 61. realistic gerçeğe uygun kitap türü 62. relaxing rahatlatıcı/dinlendirici 63. respect saygı duymak 64. reward ödül 65. ridiculous rezil/kötü 66. rock rock müzik 67. rope halat 68. science-fiction bilim kurgu 69. serious ciddi 70. setting ayarlar 71. share paylaşmak 72. sleeping bags uyku tulumu 73. Slow Dance dans müziği 74. snob ukala 75. Terrific Müthiş 76. Torch Fener , meşale 77. Unbearable Katlanılmaz |
Öğrencilerin Genelde Karıştırdığı Keliemeler !!!!!
Terrible / Terrific
Terrible: Berbat / korkunç
Terrific : Harika müthiş
Fun / Funny (Öğretmenlerde karıştırabiliyor)
Fun : Eğlenceli
Funny : Komik
Sınavda Çıkabilecek eş anlamlı Kelimeler: (Bilmiyorsanız Not almanızı tavsiye ediyorum)
Join = Attend (katılmak)
Terrific = Wonderful = Great = Fantastic (Harika / Müthiş)
Certainly = Definitely = absolutely = for sure (Kesinlikle)
Trendy = Fashionable ( Moda Olan)
Famous = Well-Known = Popular (Ünlü)
Love = really like = be into = keen on (çok sevmek / Düşkün olmak)
Can't stand = Unbearable (Dayanamamak)
"FUN" = Amusing = Entertaining (Eğlenceli)
Terrible / Terrific
Terrible: Berbat / korkunç
Terrific : Harika müthiş
Fun / Funny (Öğretmenlerde karıştırabiliyor)
Fun : Eğlenceli
Funny : Komik
Sınavda Çıkabilecek eş anlamlı Kelimeler: (Bilmiyorsanız Not almanızı tavsiye ediyorum)
Join = Attend (katılmak)
Terrific = Wonderful = Great = Fantastic (Harika / Müthiş)
Certainly = Definitely = absolutely = for sure (Kesinlikle)
Trendy = Fashionable ( Moda Olan)
Famous = Well-Known = Popular (Ünlü)
Love = really like = be into = keen on (çok sevmek / Düşkün olmak)
Can't stand = Unbearable (Dayanamamak)
"FUN" = Amusing = Entertaining (Eğlenceli)
Exciting: Heyecan Verici Interesting: İlginç Trendy: Moda
Unusual: Olağan dışı Ridiculous: Saçma Boring: Sıkıcı
Would like: İstemek (Birinci Ünitede Anlatılıyor)
I would like to try this on. I think it is interesting.
Try: denemek
Kişisel fikirlerimizi anlatırken:
I think: Bence
I believe: İnanıyorum ki
In my point of view: Benim bakış açıma göre
In my opinion: Benim fikrime göre
To me, : Bence
To tell the truth: Doğruyu söylemek gerekirse
In my view: Benim bakış açıma göre
According to me: Bana göre
I guess: Sanırım
Personally, I think: Kişisel fikrime göre bence
What I mean is...: Demek istediğim
I would like to try this on. I think it is interesting.
Try: denemek
Kişisel fikirlerimizi anlatırken:
I think: Bence
I believe: İnanıyorum ki
In my point of view: Benim bakış açıma göre
In my opinion: Benim fikrime göre
To me, : Bence
To tell the truth: Doğruyu söylemek gerekirse
In my view: Benim bakış açıma göre
According to me: Bana göre
I guess: Sanırım
Personally, I think: Kişisel fikrime göre bence
What I mean is...: Demek istediğim
Örnekler:
I believe I would like to try Mountain biking because it is interesting.
In my opinion it is more fun.
In my view hiking is trendy.
I believe I would like to try Mountain biking because it is interesting.
In my opinion it is more fun.
In my view hiking is trendy.
Vocabulary:
Hang out with friends: Arkadaşlarla takılmak Cycling: Bisiklet sürme Middle school: Orta Okul
Outside sports / Outdoor sports: Dışarıda yapılan spor Indoor sports: İçerde yapılan sporlar
Camping: Kampçılık Jogging: Yavaş tempoda koşu
Silver: Gümüş
Different: Farklı Same: Aynı
Riverside: Nehir kenarı Fix / Mend / Repair : Tamir etmek, Onarmak
My neighborhood: Benim mahallem, benim muhitim
Hang out with friends: Arkadaşlarla takılmak Cycling: Bisiklet sürme Middle school: Orta Okul
Outside sports / Outdoor sports: Dışarıda yapılan spor Indoor sports: İçerde yapılan sporlar
Camping: Kampçılık Jogging: Yavaş tempoda koşu
Silver: Gümüş
Different: Farklı Same: Aynı
Riverside: Nehir kenarı Fix / Mend / Repair : Tamir etmek, Onarmak
My neighborhood: Benim mahallem, benim muhitim
Günlük Aktiviteler:
Take the bus to school : Okula otobüsle gitmek Have breakfast: Kahvaltı yapmak
Take a taxi : Taksiye binmek Have lunch : Öğle yemeği yemek
Drive to work : İşe arabayla gitmek Have dinner : Akşam yemeği yemek
Drive home : Eve arabayla gitmek Have a snack : Atıştırmak
Wake up : Uyanmak Have a shower: Duş almak
Get up :Kalkmak Have a meal : Yemek yemek
Go online: : Internete girmek Drink something: Birşey içmek
Catch the bus: : Otobüsü yakalak Meet with friends: Arkadaşlarla buluşmak
Have pancake : Krep yemek Stay up late: : Gece geç saatlere kadar durmak
Drink coffee : Kahve içmek Early :Erken
Late : Geç
Take the bus to school : Okula otobüsle gitmek Have breakfast: Kahvaltı yapmak
Take a taxi : Taksiye binmek Have lunch : Öğle yemeği yemek
Drive to work : İşe arabayla gitmek Have dinner : Akşam yemeği yemek
Drive home : Eve arabayla gitmek Have a snack : Atıştırmak
Wake up : Uyanmak Have a shower: Duş almak
Get up :Kalkmak Have a meal : Yemek yemek
Go online: : Internete girmek Drink something: Birşey içmek
Catch the bus: : Otobüsü yakalak Meet with friends: Arkadaşlarla buluşmak
Have pancake : Krep yemek Stay up late: : Gece geç saatlere kadar durmak
Drink coffee : Kahve içmek Early :Erken
Late : Geç
What time is it? Saat Kaç? WHEN? Ne Zaman?
WHAT KIND OF MUSIC.....?
What kind of...? Ne tür? / What type of...? Ne tür?
What kind of music do you like? Ne tür Müzik seversin? Pop Rock Rap Electronic Heavy Metal Classical Hip hop Jazz What kind of music do you like? I like Pop mostly. Çoğunlukla Pop müzik severim What about Electronic music? Peki ya elektronik müzik? I love Electronic music it is terrific. OLUMLU Terrific: Dehşet harika Trendy: Moda olan Energetic Enerji dolu Fun: Eğlenceli Impressive: Etkileyici Superb: Süper OLUMSUZ Loud: Gürültülü Unbearable: Dayanamıyacak kadar kötü /Katlanılmaz Boring: Sıkıcı Dull: Sıkıcı |
Tarkan is very energetic and has an impressive voice.
Tarkan çok enerjik ve etkileyici bir sesi var.
I don't like heavy metal. I think it is too loud.
Heavy metal sevmiyorum. Bence çok gürültülü.
Tarkan çok enerjik ve etkileyici bir sesi var.
I don't like heavy metal. I think it is too loud.
Heavy metal sevmiyorum. Bence çok gürültülü.
PREFER: TERCİH ETMEK
İki şekilde olur:
1. Özne + prefer(s) + fiil(ing) + to +fiil(ing)
I prefer playing football to playing volleyball. (Futbol oynamayı voleybol oynamaya tercih ederim)
She prefers listening to classical music to listening to pop. (Klasik müzik dinlemeyi pop müzik dinlemeye tercih ederim)
I prefer seeing a live music show to seeing a movie. ( Canlı müzik izlemeyi film seyretmeye tercih ederim)
2. Özne + prefer(s) + isim + to + isim
I prefer jazz to blues. (Caz müziğini blues müziğine tercih ederim)
He prefers heavy metal to pop. (O metal Müziğini pop müziğine tercih eder.)
They prefer Action movies to romantics. (Onlar aksiyon filimlerini romantik filmlere tercih ediyorlar.)
NOT: "Prefer" geniş zaman ile yapılır!!
OLUMLU
İki şekilde olur:
1. Özne + prefer(s) + fiil(ing) + to +fiil(ing)
I prefer playing football to playing volleyball. (Futbol oynamayı voleybol oynamaya tercih ederim)
She prefers listening to classical music to listening to pop. (Klasik müzik dinlemeyi pop müzik dinlemeye tercih ederim)
I prefer seeing a live music show to seeing a movie. ( Canlı müzik izlemeyi film seyretmeye tercih ederim)
2. Özne + prefer(s) + isim + to + isim
I prefer jazz to blues. (Caz müziğini blues müziğine tercih ederim)
He prefers heavy metal to pop. (O metal Müziğini pop müziğine tercih eder.)
They prefer Action movies to romantics. (Onlar aksiyon filimlerini romantik filmlere tercih ediyorlar.)
NOT: "Prefer" geniş zaman ile yapılır!!
OLUMLU
He
She prefers It |
I
You prefer We They |
OLUMSUZ
He She doesn't prefer It |
I You don't prefer We They |
SORU
he Does she prefer...? it |
I Do you prefer...? we they |
NOT: Sadece olumlu cümlelerde ve (he she it) ile başlayan cümlelerde prefer fiili "-s" takısı alır.
He prefers playing football.
John prefers doing karate.
He prefers playing football.
John prefers doing karate.